BLOGU KOPYALAMAK YASAKTIR

30 Aralık 2009

2009 DA BEN NE YAPMIŞIM

Sevgili arkadaşlar bir yılı da arkamızda bıraktık sevinsem mi üzülsem mi bir yıl daha yaşlandım.

Üzülüyorum ama çoçukların büyümesine seviniyorum biraz ele avuca gelirler belki büyürlerse diyorum ama nerde annem, hep derdi çocuklar ,büyüdükçe sorunlar da büyüyor diye çok doğruymuş sorunlar yeni yıllar geldikçe büyüyor ben şimdi sevinsem mi yeni yıla üzülsem mi yoksa!

Bu yıl hayatım da çok şeyler değişti bir bebek büyüttüm,yeni bir ile ,yeni bir eve taşındım,yeni arkadaşlar,yeni dostluklar kurmaya çalıştım kimisinde başarılı oldum kimisine ulaşamadım.


2009 kilolarımdan kurtulmaya çalıştım başaramadım ve halen devam etmekteyim.

Son bir kaç ay içerisinde hiç gitmediğim kadar türbe ve ziyaretlere gittim bol bol dua ettim ,misafir gezdirdim.

Oglanı saz kursuna yazdırdım epeyce eşimle tartışmalar sonucunda eşim kazandı ve çocuk saz kursuna başladı ben gitara gitmesini istemiştim erkek egemenligi gene öne geçti .Neymiş efendim erkek adam saz çalarmış vay yesinler.

Kıza gelince kız tabi sıkıntıdan patladı evlere sığmaz oldu artık atta diye diye bakalım yaz gelsin kreşe gidecek o zaman ne sorunlar yaşatacak bizlere yine ben kreş önlerinden ağlayarak ayrılacağım ah hiç hazır değilim şimdi annem var ekmek elden su gölden geçiniyoruz.

Ah aman bide yeni yılda şu dersleri bitirip de yüksek lisansa devam etsem ne iyi olacak ama vakit nerde? evde çalış iş de çalış kendine zaman yok ki derse olsun.2010 da başarırım belki ,belkisi melkisi kalmadı da başarmam lazım

2009 yılında yaptığım en güzel şeylerden biri de blog açmak oldu blogum sayesinde bir sürü güzel insanla tanıştım, onları görmeden ısındım, sevdim, kaynaştım .

Bazen yazılarımı bazen sıkıntılarım,bazen neşelerimi bazen de yemeklerimi paylaştım çok izlediklerim oldu ve izlenmeye başladım demek ki bende sevildim tüm sevdiklerim gibi.

Yazım uzun oldu galiba kızlar işte 2009 'u da ben böyle geçirdim kardan adam gibi dim dik 2010 girmeyi bekliyorum.

Yılbaşı tatili dolayısıyla sevgili cansudere lalezar,sevgili 1 çift yürek bunlar benim kardeşler can arkadaş Goniş,hala,baba,bize gelecekler ha bide Şırnak da öğretmenlik yapan hala kızı gelecek akşama yani evde tam bir cümbüş var


Aşureler pişti,islim kebabları,kurufasulyeler hazırlandı ,Humusu da unutmayım kendi ellerimle yaptım sıcak sıcak hazırım gelsinler bakalım sağ sağlim

Bu kadar çene çaldığım yeter canım dostlarım yazımı sabırla okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum hepinizi çok seviyorum ve nice mutlu yıllar diliyorum ailenizle sevdiklerinizle

Yakın olan blogcular bizdeki cümbüşe davetlidir.Hadi bakalım kapımız herkese açık başımızın üzerinde yeriniz var

Ben kaçar artık pc başında biraz daha zaman geçirirsem yemekler geç kalacak ve sizlerde sıkılacaksınız görüşmek üzere NİCE YILLARA CANLAR

İÇLİ KÖFTELİ YOGURT ÇORBASI


Sevgili arkadaşlar aslında aşure yapmıştım ama baktım ki tüm bloglar aşure eeee olacak tabi mubarek muharrem tüm arkadaşlarımın ellerine sağlık bende çorbamı koymaya karar verdim bakalım beğenecekmisiniz.
MALZEMELER
Köftesi için yarım kilo köftelik bulgur
1 kaşık biber salçası
Biraz kimyon,tuz
2 yemek kaşığı un
İÇ HARCI İÇİN
yarım kilo kıyma
2 baş soğan
tuz,karabiber
yarım bardak dövülmüş ceviz
Yapılışı
Önce köftelik bulguru yoğurmaya başyıyoruz elimizi ıslatarak biber salçası ile bulguru yoguralım kimyon,tuz,un katıp yogurmaya devam edelim özlü bir hamur elde etmemiz lazım daha sonra hamur bir kenarda beklerken iç harcı yapalım ve soğutalım iç harcımız soğuduktan sonra ceviz büyüklüğünde parçalar alıp elimizde, parmağımızla oyup iç harcı dolduralım ve kapatıp şekil verelim köfteler bittikten sonra fırında biraz pişirelim ama mutlaka pişmesi lazım çorba yaparken dağılmıyor.
ÇORBANIN YAPIMI:yarım çay bardağı pirinci biraz su ile kaynatmaya koyalım pirinçler açılınca ocağı kapatıp ılımasını bekleyelim ama acil ise hemen biraz soğuk su koyup soğutalım bir kenarda büyük bir kase yoğurdun içine 1 kaşık un koyalım ve bir yumurta kıralım çırpıp pirince katalım kaynayana kadar karıştıralım kaynadıkdan sonra içine köftelerimizi atalım ve köfteler dağılmadan haşlanmasını bekleyelim isteğe göre içine nohut atabilirsiniz.en son 1 yemek kaşığı tereyağında nane yakıp üzerine dökelim çorbamız hazır afiyet olsun.

28 Aralık 2009

KARIŞIK KOPART AT KURABİYE

Malzemeler:
3 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 çay b. toz şeker
1 yumurta
1 paket margarin
1 limon kabuğu rendesi
1 çay bardağı damla çikolata
1 çay bardağı fındık
1 çay bardağı kuru üzüm
1 çay bardağı meyve şekerlemesi
Yapılışı:
Karıştırma kabına 3 su bardağı unu alın.
Üzerine 1 paket kabartma tozu ilave edin.
Üzerine 1 çay bardağı toz şeker ilave edin.
Unun ortasına havuz açın içine 1paket margarin,
1 adet yumurta ve1 limon kabuğu rendesi ilave edin.
İlk önce sıvıları karıştırın.
Daha sonra da unu karıştırın.
Kurebiye hamuruna damla çikolata,fınfık,kuru üzüm ve meyve şekerlemesi ilave edin ve kurabiye hamurunu karıştırın.Kurabiye hamurundan ceviz parçası büyüklüğünde parçalar koportıp fırın tespsisine dizin.Yalnız kopardığınız parçaları yuvarlamayın dağınık olsun daha güzel oluyor. Önceden ısıtılmış olan 180 derecelik fırında pişirin.
AFİYET OLSUN

25 Aralık 2009

OLAĞANÜSTÜ KADINLARIZ

sevgili arkadaşlar ben bu yazıda Annemi ve kendimi buldum eminim sizde kendinizi bulacaksınız.

BEN YATIYORUM.....
Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı.
Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.'Annem kalktı, mutfağa gitti.Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı.
Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu.Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi.
Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu. Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı.
Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine koydu.
Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu. Banyodaki çöp sepetini boşalttı.
Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı.
Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti.
Çiçekleri suladı.Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.
Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı, eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu.
Kek tarifleri defterini çıkardı,arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu. Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.
Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı,dişlerini fırçaladı.
Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü.
Tırnaklarına baktı, törpüledi.
İçeriden 'sen yatmaya gitmemiş mıydın' diye seslenen babama 'şimdi gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu.
Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı.
Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını söndürdü, bilgisayarını kapattı, gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı.
Bana geldi, 'haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın,' dedi.
Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı.6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi.
Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi.
İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum' dedi ve gitti yattı.
Sizce bu işte bir gariplik yok mu?
Kadınların neden daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz?
ÇÜNKÜ BİZİM YAPIMIZ UZUN ÇEKİŞLİ (ve işimizi bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemeyiz)! Bizler olağanüstü kadınlarız emin olun.

24 Aralık 2009

HASTAYIM KIZLAR

Selam kızlar bugün kendimi yorgun hissediyorum ayrıca dün arkadaşların iş yerinde yapmış oldukları kısır dan zehirlendim galiba içimde dışımda ,bişey kalmadı bugün iş yerinde iki büklüm dolaşıyorum dün çok güzel planlarım vardı .Bloga koymak için bişeyler yapacaktım ama akşam hastalık yendi beni bugün hem kendimden hemde biraz Türk hastalıklarından ,bahsedeyim dedim ancak bugün bunu yapabiliyorum.

Türk Hastalıkları> >

01-Kardan adama tekme atma veya bozmaya çalışma>

02-Yeni atılmış bir betona basma ve isim yazma>

03-Gazete ve dergilerdeki resimlere sakal, bıyık ve gözlük yapma>

04-En iyi arabayı ben kullanıyorum zannetme>

05-Kar topunun içine buz koyma>

06-Cep telefonu kullanımının yasak olduğu ortamlarda ille de görüşme> yapma>

07-Belediyenin duraklara koyduğu saatlerin yelkovan ve akrebini sökme>

08-Kumsalda Deve güresi yapma>

09-Şahin marka arabayı, Doğan görünümlü yapma>

10-Ağaçlara ve parktaki banklara kalp ve isim baş harfi kazıma>

11-Derslerini çalışıp sınıfını geçenleri inek sanma>

12-Mesleğimizdeki unvanımızı İngilizce olarak söyleme>

13-Tiki olan insanların tikleri ile uğraşma>

14-İskambil kağıtlarından kule yapan birinin kulesini bozmaya çalışma>

15-Cep telefonu ile bağıra bağıra konuşma>

16-Reklam için duvarlara veya panolara yapıştırılan afişleri yırtma>

17-Tuvalet duvarlarını defter sanma>

18-...................................(sansür)>

19-Trafikte bizi geçen bir Arabayı mutlaka yakalayıp onu geçmeyi ilke> sayma>

20-Sinyal verir vermez şerit değiştirip, kazaya sebebiyet verdiğimizde> sinyal verdik görmüyon mu deme>

21-Ara yollardan ana yola çıkacak araca yol vermeme>

22-Ünlü birini gördüğümüzde ona el sallama>

23-Ünlü birini gördüğümüzde onunla fotoğraf çektirip çok samimiyiz> havası verme>

24-Yasamadığımız bir şeyi yasamış gibi anlatıp ona kendimizi inandırma>

25-Otobüs durağa yanaştığında ille de ön kapıdan inmeye çalışma>

26-Otobüs koltuklarını yırtma ve üzerlerine acayip acayip yazılar> yazma>

27-Minibüs şoförüyseniz beğenmeseniz bile mutlaka kral FM dinleme>

28-Trafikte kırmızı ışıkta dururken, yeşil ışık yanar yanmaz kornaya> basma>

29-Trafikte kırmızı ışıkta dururken burun karıştırma>

30-Kimsenin herhangi bir konu hakkında bilgisi olmadığını anladığımız> anda o konu hakkında atıp tutma>

31-Elektrik, su, doğalgaz, vergi, trafik cezası vb..faturaları son> gününde ödeme>

32-Kar yağdığında eve bolca ekmek alma>

33-Grup halinde bir meydana konan güvercinlerin üzerine koşup onları> kaçırmaya çalışma>

34-Evli olanların bekarlara sakin ha evlenme demesi>

35-Ayni filme giden insanların filmden çıktıktan sonra filmi> birbirlerine anlatmaları>

36-Eline silah geçen birinin hemen o silahla saka yapma ihtiyacı> duyması>

37-Arabayla yolda giderken tanıdık birini görünce arabayı> sakadan onun üzerine doğru sürme>

38-Takım elbise giyince elini cebe sokma>

39-Tuttuğu takım galip gelince havaya silah sıkma>

40-Meslek arkadaşlarına mesleki sakalar yapma hastalığı
BİZ TÜRKLERİN HASTALIKLARIYMIŞ BUNLAR YORUM SİZE KALMIŞ!!!!!!!!!!!

22 Aralık 2009

BU SORULARIN CEVABINI BİLEN VAR MI





*Neden bozulan otobüsün yolculari bizim otobüsümüze aktarildiginda onlara mültecilermis gibi bakariz?





* Neden her gördügümüz haritada hemen Türkiye’yi bulmaya çalisiriz? Millet olarak dünyada kaybolma kompleksimiz mi vardir?





* Neden insanlar birbirlerine sarilinca saga-sola sallanirlar?



* Neden ögrenciler ilkögretimin besinci sinifina kadarmögretmene “ögretmenim” diye seslenirken altinci sinifta bir anda “hocam”diye seslenmeye baslarlar?





* Neden sinavlarda “4 yanlis bir dogruyu götürür” seklinde bir uygulama ile ögrenciler cezalandirilirlarda “4 dogru bil, bir dogru da bizden” seklinde bir kampanya baslatilip zekaya ve riske girme cesaretine ödül verilmez?





* Neden insanlar kapali bir alandan yagmur yagan alana çikinca kafalarini egerler? Yagmura duyulan saygidan midir yoksa ondan tirstigimiz için midir?





* Neden dükkanini kapatip giden esnaf, kapiya “10 dakika sonra dönücem” yazar, ne zaman gittigini nasil anlariz?








* Televizyona çikan insanlar neden kendilerini Türkiye’deki bütün insanlarin izledigini sanirlar?Örn: Su anda 70 milyon bizi izliyor…








* Neden gözlerinden öperim denir? Insan vücudunda öpülecek daha uygunsuz bir yer var midir? Kimse kimseyi gözünden öpmüs müdür?








* Dügünlerde neden “Dom Dom Kursunu” ile göbek atilmaktadir.”Bir avci vurdu beni, bin avci beni yedi” gibi sözlerbesliginde kendinden geçen baska milletler var midir?





* Neden bazi kizlarimiz sirin bir hayvancagiz gördüklerinde “inanmiyorum!” derler, inanilmayacak olan nedir?





* Cumartesi ve Pazartesi’nin neden kendi isimleri yoktur? * Dolmuslardaki fiyat tarifesinde “en kisa mesafe” neden “indi-bindi” olarak tabir edilir? Önce inilip sonra mi binilir?Bir terslik yok mudur?





* Bir programi kurarken neden “kabul ediyorum” ya da “kabul etmiyorum” seçenekleri vardir? O kadar parayi bayilip bir bilgisayar programi satin aldiktan sonra “kabul etmiyorum” seçenegini isaretleyen bir takim saf kisiler mevcut mudur?





* Bulmacalarda boru sesinin karsiligi neden hep “ti”dir?Bulmacalari hazirlayan arkadaslar hiç “ti” diye ses çikaran boru görmüsler midir?





* Ipana 7 reklamindaki kiza “Ne zamandan beri Ipana 7 kullaniyorsun?” diye soran doktor, Ipana 7′nin yeni bir ürün oldugunu ve reklamdan sadece bir kaç gün önce piyasaya çiktigini bilmemekte midir?





* Neden futbol takimi olan Ajax “Ayaks” diye okunur da temizlik ürünü Ajax “Ajaks” diye okunur?





* * Neden ilanlarda “doktordan temiz araba” diye yazilir?Hipokrat yemininde “arabami temiz kullanacagim” seklinde bir madde mi vardir?

SOĞAN KEBABI


Sevgili arkadaşlar hafta sonu tepsi yemeklerine sardım demişdim tam öyle oldu işte bugün geç kalmadan birini yayınlayayım bari dedim bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için en güzel şeyin soğan olduğunu tüm arkadaşlarımız mutlaka biliyor neyse soğan kebabı yapayım dedim soğan kebabını hazırladım ve kapıcı geldiğinde eline tutuşdurdum adamcağaz biraz tepsinin içine ,birazda benim yüzüme bakakaldı bu ne abla dedi soğan kebabı dedim Urfalılar bunu bilmez dedi yemezler pek soğan dedi peki Urfada soğanı nasıl pişirirler dedim şişe dizerler dedi eeee yani şimdi benim bu kebabı fırın pişirmezmi dedim pişirir abla dedi ve içine baka baka götürdü aman yakmasınlar dedim korka korka tepsiyi beklemeye başladım tepsi geldiğinde içim rahatlamıştı güzel bir şekilde pişmişti.
MALZEMELER
1,5 Kilo küçük soğan
1 Kilo koyun kıyması
1 Demet maydonoz
Biraz karabiber
Tuz
Pul biber
yarım bardak su
2 kaşık nar ekşisi
HAZIRLANIŞI
Kıymanın malzemelerini katıp yoğurdum köfte şekli verdim ve soğanların arasına dizdim soğanların üzerinde bir kat kabuk kalana kadar soymuştum .En son tepsiye dizme işlemim bittikten sonra yarım su bardağı su içine 2 kaşık nar ekşisi koyup karıştırıp soğanların üzerine ekledim tabi biraz tuz ve yağ da koydum yapması çok kolay olan bu yemek gerçekten soğan sevenler için çok lezzetli ve çok faydalı afiyet olsun

21 Aralık 2009

GÜLMELİK BUNLAR

Selam sevgili arkadaşlarım bir önceki yazımda sanırım arkadaşlarımın hepsini üzüp ağlattım yok bu sefer güldür artık dedim kendi kendime hafta başında da kızları ağlatıp da haftaya kötü başlamalarına sebep olma dedim ve gülmelik koydum aslında yemeklerimi koyucaktım belki öğleden sonra hafta sonu safi tepsi yemeklerine sardım tepsiye döşe gönder döşe gönder fırına tabi kapıcının yorumlarını da yazacağım sizlere şimdilik bay........

İşte ! aradığım kız bu
İlk yemeğe çıkışımızda cep telefonu çaldı. Elini çantasına attı.
Kurcaladı, kurcaladı.
Telefon uzun uzun çalmaya devam ediyordu. Bir türlü bulamadı.
Sonra o güzel cümle döküldü dudaklarından:
'Evde mi bıraktım acaba?' İşte o an aradığım kız bu dedim.
----------------------------------------------------
Pişmanlık



Bilinçli tüketim, bilinçli üretimle olur 18.000 TL kredi kartı borcum olduğunu öğrenen babamın ilk tepkisi;
'Keşke korunsaydım'
---------------------------------------------------
Altıncı his


6. His filmini izledin mi dedim. Hayır ama çok övdüler dedi.
Bende filmin CD'si var, istersen vereyim izle, ben de çok beğendim dedim.
Şimdi izlersem bir şey anlamam, ilk 5 tanesini izlemem lazım önce dedi.
Sustum.Gülmedim bile. Artık görüşmüyoruz.
----------------------------------------------------
Öncelik


Evlenmeyi düşündüğü erkek arkadaşının 'benden önce biriyle oldun mu?'
sorusuna, 'buraya gelmeden önce mi?' cevabını vererek evlilik umutlarını magmalara atan hatunun gerçek sarışın olduğunu söylememe bilmem gerek kaldı mı?
----------------------------------------------------
Suyu ısıt

Geçenlerde köyde komşunun evinin önünden geçiyordum.
Yaşlı amca hanımına şöyle dedi: 'Hanım suyu ısıt; olursa olur olmazsa çay demleriz.'
Hala gülmekteyim.
----------------------------------------------------
Maalesef Kaybettik



Aniden fenalaşan annelerini apar topar hastanenin acil servisine taşıyan, ancak yarım saat sonra doktorun 'maalesef annenizi kaybettik' demesiyle annelerinin öldüğünü öğrenemeyen(!) bunun yerine 'ulan nasıl kaybedersiniz koca kadını daha demin buradaydı!' deyip doktoru bir güzel döven komşularım var duyurulur...
----------------------------------------------------
Ramazan geldi



Her zaman canım, aşkım diyen kocacığım Ramazan geleli beri,orucu bozulmasın diye bana 'kanka' diyor ya..
----------------------------------------------------
Danger



Önümüzde ilerleyen tankerin üzerindeki 'DANGER' yazısını görüp de
'Allah'ın akıllısı, tanker yazacağına danger yazmış' diyen ve arkasından kahkahalarla gülen teyzemi nerelere göndersem acaba?
--------------------------------------------------
Kıbleye çevirin



Bu zamana kadar hiçbir şeyi alkışlatamamıştım kısmet bugüneymiş.
Lütfen o büyük alkışlarınız pilota 'Uçağı kıbleye çevirin, namaz kılacağım' diyen gurbetçi vatandaşımıza gelsin. Haberi gördüğümde ben öyle yaptım da.
----------------------------------------------------
Efendi Çocuklar



Lütfen bir alkış da benim anneme zira kendisi geçen gün televizyonda zap yaparken, Aydın ve Fatih Ürek'i görünce, 'Ben bunları çok severim, mankenlerle falan dedikoduları çıkmıyor, terbiyeli çocuklar' dedi.
---------------------------------------------------------
Bizim oradaki Carrefour´un ilk açıldığı zamanlar. Mağazada anlık indirim duyurularını anons eden kişi şöyle dedi:
'Pantolonları indirdik, orta reyonda sizleri bekliyoruz.'
----------------------------------------------------
Lise yıllarında Milli Güvenlik dersinde hocamız olan subay, sınıfın güzel kızlarından birini kaldırmış ve ondan subay rütbelerini küçükten büyüğe doğru saymasını istemişti. Sıralamayı aynen yazıyorum:
'Teğmen, üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı ve albaşı.'
----------------------------------------------------
Geçenlerde gittiğim düğünde takılan paraları anons eden şahıs aynen
şöyle dedi:
'Gelin hanım köşede, isteyen takabilir.'
------------------------ ---------------------------
Arkadaşımın sevgilisi komiser. Geçenlerde ikisi arabada sohbet ederlerken;
- 'Bilmem kaç merkez, yolda üç tane or..pu var Tamam' diye bir telsiz anonsu gelmiş.
Erkek arkadaşı çok utanmış ve hemen telsize sarılıp telsizin diğer ucundaki memura;
- 'Bu ne biçim anons, malum kadın deyin biz anlarız' diye fırça atmış.
On dakika sonra gelen telsiz anonsu ikisini de kahkaha krizine sokmuş.
- 'Komiserim malum kadınlar or..pu degilmiş Tamam'
----------------------------------------------------



Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın içinde yüzüp çırpınan balıklara bakıp;

- 'Bunlar taze mi?' diye sormuştu.
Balıkçı da cevabı hemen yapıştırdı:
- 'Yok abla, pil takıp oynatıyoruz'....

18 Aralık 2009

YÜREĞİM HAFİFLEDİ VE ÇOK DA ACIDI

Sevgili blogum bugün yüreğim hafifledi arkadaşlarımızı mutlu etmek için biraz yüzümüz gülsün sevgilerimiz çoğalsın diye sevgili PRİMAPRİMAnın yapmış olduğu çekiliş de bana çıkan arkadaşımın hediyelerini yolladım ben sevgili arkadaşımı takip ediyorum ama o benim blogumu henüz bilmiyor süpriz olacak umurım eline en kısa zamanda geçer ve hediyelerini güle güle kullanır.
YÜREĞİM ACIDI
Dün akşam Annemle sohbet ederken kardeşlerimle ilgili bir konuşma geçti aramızda,Annemde kardeşlikle ilgili güzel bir anısını anlattı Anıyı sizlerle paylaşmak istedim.Annem ameliyat hemşiresiydi emekli oldu.

Önemli Olan Vermektir..

Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirmişler
Tek yaşama şansı, beş yaşındaki kardeşinden alınacal olan acil kan nakli imiş.
Küçük oğlan aynı hastalıktan mucizevi bir şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın
mikroplarını yok eden antikorlar oluşmuştu.
Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlatmış ve ablasına kan verip vermeyeceğini sormuşlar
Küçük çocuk bir anduraksamış.
Sonra derin bir nefes almış ve 'Eğer kurtulacaksa, veririm kanımı' demiş
Kan nakli yapılırken, ablasının gözlerinin içine bakıyor ve gülümsüyormuş
Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamış, ama küçük çocuğun yüzü de
giderek soluyormuş...
Gülümsemesi de yok olmuş.
Titreyen bir sesle doktora sormuş :
'Hemen mi öleceğim ?'
Ufaklık, doktoru yanlış anlamıştı, ablasına vücudundaki bütün kanı verip, öleceğini düşünüyormuş.
(Buna rağmen kan vermiş)
Annem anlatırken ben ağlıyordum,Şu an yazarkende ağlıyorum bu anıdan çok şey çıkarılmalı değilmi arkadaşlarım daha fazla yazamayacağım şu an tıkandım kızlar

16 Aralık 2009

Acı kaybımız> > 3 ay önce ailemize katılan, Necmi ismini verdiğimiz kaplumbağamız dün> vefat etmiş. Aile arasında sade bir törenle evin arka bahçesine> gömdük.> > Hayvancağız durduk yerde can verdiği için gidip Necmi'yi aldığımız> dükkanın sahibine sebebinin ne olabileceğini sorduğumuzda ''Abi onlar> kış uykusuna yatar'' cevabını almış bulunmaktayız, hepimizin başı> sağolsun. Bu vicdan azabıyla ben de çok yaşamam herhalde.> > > > > > > > Annemin Maceraları> > Shrek'in fragmanlarını gösteren bir televizyon kanalında, el ele> tutuşmuş Shrek ve Fiona'yı gören annem, 'Bunlar Süleyman ve Nazmiye> Demirel çifti mi?' diye sordu! Seçememiş gözleri o mesafeden.> > > > > > Alfabe> > Ben de bu yıl okula başlayan torunum için kuvvetli bir moral alkışı> istiyor! um. Daha ikinci gün: 'Örrrtmenim, taa evden buraya tel> çizmeye> mi geldik, hep yumarlak mı yapcaz, harf felan öretmicen mi?' deme> cesaretini gösterdiği için.> > > > > > Annem!> > 'Bu taraf bitti.' diye CD'yi arkasına çeviren ve sonra da 'CD çalar> çalışmıyor!' diye feryat eden anneme alkış az geliyor!> > > > > > Modem> > Yemek masamın üstünde duran modeme uzun uzun bakan anneanem 'Bu ne?'> diye sordu. Ben de kolay anlasın diye 'Hani benim bilgisayarım var ya> onunla internete giriyorum. İşte internete girmek için o kutu> zorunlu.' diye uzun uzun açıkladım. Anneannem dinledi beni; 'Yani> modem bu' dedi ve konu kapandı...> > > > > > Yaz Okulu> > Bir alkış da annesine yaz okulunu kazandığı müjdesini veren> üniversite öğrencisine gelsin. Bu yaratıcılığa şap! ka çıkartılır.> > > > > > Be yin göçü> > Tikky olduğu her halinden belli olan kızımız Beşiktaş-Taksim> midibüsünde yanındaki arkadaşına dert yanmaktadır. ''Şekerim dördüncü> kez girdim ÖSS'ye, ama yine kazanamadım, gidicem sonunda Amerika'ya o> olucak. Böyle böyle beyin göçü oluyor işteeaa!'' Sen git, masrafları> ben karşılıyorum.> > > > > > > > Alman yazar> > Bir alkış da lisede edebiyat dersinde okuduğu şiir bitince sınıfa> dönüp 'Bu şiiri ünlü Alman yazar Goethe yazmıştır' diyen hocaya,> 'Niye, kağıt bulamamış mı?' cevabını veren arkadaşa gönderelim.> > > > > > > > Düz mantık> > Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ''Bu ev kiralıktır'' yazılı> bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka> evin camında ''Bu da'' yazısını görürseniz bilin ki Trabzon'dasınız.> > > > > > > İngilizce yazılısı> > Bir alkış da ingilizce sınavında 'Nice ........' şeklindeki boşluğu> 'Nice mutlu yıllara!' şeklinde dolduran, dahi mi aptal mı olduğunu> henüz anlayamadığımız öğrencime istiyorum.> > > > > > Hügo'lar Beşledi> > Bir alkış da lisede edebiyat kitabından bir metni tüm sınıfa sesli> olarak okurken V. Hugo'ya 'Beşinci Hugo' diyen arkadaşımıza gelsin.> > > > > > Ne zaman?> > Kardeşim karne almıştı. Fakat birçok zayıf notu vardı. Annem, babamla> beni kenara çekip uyarıları sıralıyordu; 'Sakın çocuğun moralini> bozmayın, sakın kötü bir şey söylemeyin.' Uyarılar özellikle babama> yönelikti; 'Hele de sen, sakın çocuğun gururunu kırma.' Babam daha> fazla dayanamadı ve sordu; 'Karne için ne zaman özür dileyeceğiz?'> > > > > Havale> > Bankada giş enin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorum. Yanımdaki> gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan kadın soruyor:> 'Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?' Teyzem cevap> veriyor: 'Bu paranın hayrını görme İnşallah yazalım.'> > > > > > > > Lamba> Dün gece evime giderken yolun tenhalığından olsa gerek kırmızı ışıkta> geçtim. Ardından yurdum polisine alkışı hak ettiricek anons: 'Bacım o> geçtiğin gece lambası değildi, çek sağa.'> > > > > > > > Hacim nedir?> > Öğretmen bir arkadaşımdan naklen; 5. Sınıfların Fen Bilgisi> sınavının 2.> > sorusu: 'Hacim nedir? Bir örnek vererek açıklayınız.'> Öğrencimizden gelen> > cevap: 'Hacdan gelenlere hacim denir. Örnek: Nasılsın hacim?'> > > > A! sabi Polis> > Hareketli bir Bağdat Caddesi akşamında, polis abilerimiz rutin olduğu> üzere devriye gezmektedir. Işıklarda müşteri bekleyen taksiye> yaklaşılır ve; ''Ticari, bekleme yapma, devam et.'' anonsu yapılır.> Camdan eliyle '1 saniye' işareti yapan taksiciye, ikinci ve çok> manidar anons gelir ardından; ''Ticari, benne pölümüye girme! Devam> et dedik!''

14 Aralık 2009

yeşil rüya pastamı MUTFAKTA SANAT arkadaşımın pasta etkinliğine gönderiyorum

49. P.D.Ç.S.E için tarifimi sevgili Mutfaksanat arkadaşıma gönderiyorum...Aceleden pastamın üzerine yazmayı unutmuşum tekrar yayınladım sevgiler

YEŞİL RÜYA

Sevgili blog dostlarım merhaba oglum ,Anne yarın yerli malı haftası yapacaz bana yerli malı bir pasta yap dedi oğlum evde meyveli kek varya onu götür dediğim halde kalmış kekimi beğenmeyip bana sil baştan pasta yaptırdı.Bende akşam vakti en kolay ne olabilir dedim oglum kurabiye istermisin hayır dedi agır pasta istermiş beyefendi yaş pasta olacak dedi iyi dedik ve birlikte işe koyulduk.
ISPANAKLI YAŞ PASTAmız
KEKİ İÇİN
4 yumurta
1 bardak şeker
2 bardak un
yarım bardak sıvı yag
kabartma tozu
1 bardak robottan geçirilmiş ıspanak

KRAMASI İÇİN
2,5 bardak süt
2 tahta kaşığı un
2 tahta kaşığı şeker
2 muz
1 poşet krem şanti toz olarak katılacak

YAPILIŞI
Kremayı hazırlayıp soguttuk içine 2 muz ve toz halindeki krem şantiyi katıp çırptık.Keki pişirdik oglumla birlikte soguduktan sonra ara katlarını kesdik ve kremayı yaydık en üste kekin ortasından ayırdığımız kek kalıntılarını robotta geçirip üstüne yaydığımız kramanın üzerine bir süzel serpiştirdik en üstü muz ve çikolata sosu ile süsledik.Adını da beyefendi yeşil rüya koymamı istedi.
Posted by Picasa

10 Aralık 2009

KİLOLARIM CANLARIM VEREMEDİM Bİ TÜRLÜ SİZİ

Sevgili blog arkadaşlarım şu kilolar gerçekten başıma bela oldu oturdu da gitmiyor bir yere fotografda ki tarihde spor salonuna başladım salona girer girmez duvardaki bu tabloyu görünce çok gülmüştüm ne zamandır sizlerle paylaşmak istiyordum ama fırsatım olmadı hem belki biraz kilo verir de anlatırım diyordum nerde.... baktım kilo veremiyorum yayınlayım artık şu resmi dedim gerçi salona gittiğim bir aylık bir sürede sadece 2 kilo verebildim tabi araya bayram girince güç bela verdiğim o kiloyu geri aldım ne yapayım gelen, giden misafir yapmasan olmuyor ,yapınca da yemesen olmuyor.Şimdi şuçlu gibi her akşam salona gidiyorum canım çıkıyor yorgunluktan salonda çalışırken artık yemiycem diyorum ben bu eziyeti neden çekiyorum diyorum kendi kendime ama eve gidince salonda kendime verdiğim sözleri unutum 1 dakikada önüme ne gelirse yiyorum haftada 3 gün olan salonumuz sağolsun hoca beş güne çıkardı nedeni biz kilo veremiyormuşuz cezalıyız hoca kalp krizi geçirmek üzere ,bizimde canımız çıkmak üzere. Bugün iş yerine karnabahar haşlaması getirtim öğlen onu yedim ama öğlenden beri akşama neyemek yapacağımı düşünüyorum diet psikolojisi galiba ha bi de yarın sauna günümüz arkadaşlar sen kek yapsana çok güzel yapıyorsun deyince gitti gene benim kendime verdiğim sözler bugün akşam yine kek günü Allah kerim kiloyuda öbür hafta veririz öyle değilmi kızlar selamlar

MODEL ARAYAN ARKADAŞLAR İÇİN




Sevgili arkadaşlar merhaba yine biliyorum şuçluyum blogumdan çok uzak kaldım son günlerde pek birşey yapamıyorum olaki canım çok sıkkın Türkiye de yaşananlar hepimizin canını çok sıktı inşallah böyle acıları bir daha yaşamayız son bulmasını diliyorum blogum renklensin diye kızımın cicilerini koymaya karar verdim
Posted by Picasa



1 Aralık 2009

HADİ EKMEK KADAYIFINA BUYRUN DOSTLAR



Koca bir bayramı da alnımızın akı ile atlattık Allah nice senelere hayırlı bayramlara kavuşmamızı nasip etsin tüm blog dostlarım bayramınızı tekrar kutlarım bayramdan önce ekmek kadayıfı yapıp resmini çekmiştim yine bayram tatlım ekmek kadayıfıydı ama iyiki de bayramdan öncekinin resmini çekmişim yoksa o bayram telaşında kadayıfın resmini çekemezdim zaten bir hamlede bitiverdi.

öncelikle birinci resimde gördüğünüz gibi ekmek kadayıfını derin bir tepsinin içine koyuyoruz daha sonra tam 3 litre su kaynatıyoruz ve kaynak şekilde kadayıfın üzerine döküyoruz üzerini bir tepsi ile kapatıp tamamen suyunu çekmesini bekliyoruz.

Kadayıf suyu iyice çektikten sonra kadayıfın suyunu tekrar temiz bir bezle üzerine bastırarak alıyoruz yani 3 litre suyu tekrar bezle alıp sıkıyoruz.

Bir tarafdan şerbeti hazırlayalım ben 4 su bardağı şeker,5 su bardağı su koyarak şerbeti hazırladım.

Şerbet kaynadıktan sonra suyu alınıp tamamen kurutulmuş kadayıfın üzerine şerbeti döküp ocağın üzerinde şerbeti çekene kadar pişiriyoruz şerbeti çektikden sonra soğumaya bırakıyoruz soğuduktan sonra servis yaparken üzerini bol ceviz ile süslüyoruz afiyet olsun.
Posted by Picasa